15 Mayıs 2010 Cumartesi

Sezaryen Operasyonu

Sezaryen Operasyonu

Çocuğun vajinal yolla doğumunun olanaksız olduğu ya da uygun bulunmadığı durumlarda doğumun ab-dominal yoldan gerçekleştirilmesi için sezaryen ope­rasyonu uygulanır. Eskiden salt gebelik ve doğumun tehlike oluşturduğu durumlarda kullanılan bu teknik son 40 yılda oldukça geliştirilmiş ve endikasyonları da genişletilmiştir. Sezaryen endikasyonlan iki ana başlık altında toplanabilir: maternal ve fetal endikasyonlar. Anneye ait endikasyonlar arasında pelvis darlığı, ağrı zaafı ya da inertia uteri ve ağır preeklampsi ya da iyi kontrol edilmemiş diabet gibi durumlar sayılabilir. Se­zaryenin fetal endikasyonlan ise genellikle hipoksi ve asidoza bağlıdır. Aynca doğumda karşılaşılan bazı me­kanik güçlükler de fetusa ait endikasyonlan oluş­turabilir. Örneğin: bebeğin çok iri olması, ağır gelişme geriliği bulunması, prezentasyon anomalileri, kordon sarkması ya da fetal anomaliler gibi. Bunların dışında, plasenta previa'da olduğu gibi sezaryen hem fetal hem de maternal endikasyonla yapılabilir. Sezaryenle doğum sıklığı son 20 yıl içinde belirgin bir şekilde artış göstermiştir. Bu süre içinde doğumda indüksiyon uygulamasında da artış oluşu ilgi çekicidir. Operasyona bu kadar sık başvurulması çeşitli eleş­tirilere konu olmuştur; bu eleştirilere göre sezaryenin doğumda "her derde deva" bir yöntem olarak gö­rülmesi bazı sorunlar doğurabilir.

Sezaryen sıklığındaki artışta rol oynayan diğer fak­törler arasında anestezi tekniklerinin gelişmesi, kan transfüzyonları ve daha etkili antibiyotiklerin bu­lunması nedeniyle operasyonun daha güvenilir bir hale gelmesi sayılabilir. Aynca son yıllarda doğumculara karşı açılan "ihmal ve hatalı tıp uygulamalan" ile ilgili davalardaki artış nedeniyle sezaryen uygulamalannda da bir artma söz konusudur.

Mental ve fizik geriliğin genetik ve çevresel fak­törlerle olan ilişkisi epidemiyolojik olarak son yıllarda kanıtlanmıştır. Bu çalışmalar çocukluk çağında rast­lanan mental ve fizik sakatlıklann intrapartum olay­larla, eskiden sanıldığı kadar yakından ilişkili ol­madığını ortaya koymuştur.

Alt segment tekniği

Günümüzde sezaryen operasyonu genellikle bu tek­nikle yapılmaktadır. Klasik median üst segment tek­niği' nin kullanımı ise su kesesi açıldıktan sonra am-niyotik sıvının iyice azaldığı transvers duruşlarla sınırlı kalmıştır. Alt segment tekniğinin daha tercih edilir oluşunun nedeni, sonraki gebeliklerde uterus in-sizyonunda açılmaya çok daha az rastlanmasıdır.

Alt segment operasyonunun diğer bir tipi De Lee in-sizyonunun uygulandığı longitüdinal alt segment tek-niği'dir. Bu teknik düşük doğum tartılı bebeklerin doğurtulmasında diğer tekniklerin iyi bir alternatifidir. Özellikle küçük olan bebek makat gelişi ise ve alt seg­ment henüz kalınsa bu tekniğin kullanılması önerilir. De Lee operasyonu sonrası insizyon yerinde açılma in-sidansının transvers alt segment kesisindeki kadar düşük olduğu bildirilmiştir. Sezaryen operasyonunda genel anestezi ya da epidural, spinal gibi bölgesel anestezi uygulanabilir. Günümüzde sık olarak kul­lanılmasa da lokal infiltrasyon anestezisine de baş­vurulabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder