14 Mayıs 2010 Cuma

Altında Artış Sürecek Mi ?

İstanbul Altın Rafinerisi Başkanı Özcan Halaç, altındaki yükselişin nedenleri ile ilgili konuştu. Altın fiyatlarının nasıl bir seyir izleyeceği konusunda ipucu veren Halaç, yastık altındaki ekonomiden kaçırılan varlığın miktarını açıkladı.
Medine Taşdelen Yıldırım'ın haberi



İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Başkanı Özcan Halaç, Türkiye'de yastık altında 5 bin ton altın olduğunun tahmin edildiğini ve bunun değerinin 180 milyar dolara yaklaştığını belirterek, ''Bu yastık altına giden, ekonomiden kaçırılan paradır. 180 milyar doların yastık altında olmayıp piyasada olduğunu düşünürsek, bu binlerce yatırım, milyonlarca da istihdam anlamına gelir'' dedi.



Halaç, altın fiyatlarındaki yükselişe ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, altın fiyatının yükselmesinin Türk halkını zenginleştirdiğini, ancak Türk takı sektörüne büyük darbe vurduğunu söyledi.



Altının yatırım ve takı olmak üzere iki farklı şekilde satın alındığını anlatan Halaç, son dönemlerde insanların altını ağırlıklı olarak yatırım amacıyla aldığını kaydetti.



Çeyrek altın fiyatının 100 liraya yaklaştığına dikkati çeken Halaç, çeyreğin içinde 1,60 gram has altın bulunduğunu, fiyat yükselince kendi rafinerilerinde ürettikleri ve 55 liraya satılan 1 gram altına yoğun talep geldiğini ifade etti.



Yastık altında 5 bin ton altın olduğunun tahmin edildiğini ve bunun değerinin 180 milyar dolara yaklaştığını kaydeden Halaç, ''Yastık altındaki altının çıkarılması Türkiye için çok önemli. Bu yastık altına giden, ekonomiden kaçırılan paradır. 180 milyar doların yastık altında olmayıp piyasada olduğunu düşünürsek, bu binlerce yatırım, milyonlarca da istihdam anlamına gelir'' diye konuştu.



-''ALTININ ÇIKARILMASI İÇİN MALİYE TEŞVİK ETSİN''-



Devletin kurumlarının yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılmasına yardımcı olması gerektiğini dile getiren Halaç, ''Altının çıkarılması için gerekirse Maliye teşvik etsin. Yastık altındaki altını çıkarıp bankadaki hesaba yatırdığınızda 50 bin liraya kadar sigortalanıyor. Yastık altında ise hiçbir sigortası, garantisi yok. Son bir iki sene hariç Türkiye, her sene 6-7 milyar dolar altın ithal ediyordu. Yani 6-7 milyar dolar yurt dışına çıkıyordu. Eğer yastık altındaki altını çıkarırsak, yurt dışına altın satacağız. Bunca senedir aldığımızı artık ihraç edeceğiz. Bunun çabası içindeyiz'' şeklinde konuştu.



Fiyatların yükselmesi ve yükseleceği beklentisinin insanlara altın sattırtmadığının altını çizen Halaç, insanların yastık altındaki altını satmaması nedeniyle beklenen hurda altın dönüşümünün de olmadığını ifade etti.



Altının bu kadar yükselmesinin arkasındaki nedenleri global ekonomik kriz, doların değer kaybetmesi, faizlerin düşmesi, tüketimin ve üretimin azalması, bu durumda yatırımcıların farklı alternatifler araması olarak sıralayan Halaç, altının kağıt para gibi değil de metal olmasından dolayı krizlerin, kaosların, savaşların ve enflasyonun, yatırım aracı olarak altına olan talebi artırdığını vurguladı.



-''ALTIN FİYATLARI DÜŞSÜN, İNSANLAR TAKI ALSIN''-



İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu da ''Altın fiyatları bir adım ileri, iki adım geri misali artmaya devam ediyor. Bunun nereye varacağını kestirmek gerçekten güç. Bundan kuyumculuk sektörü olumsuz etkileniyor'' dedi.



Günümüzde en sağlam yatırım aracı olarak altının görüldüğünü ifade eden Kameroğlu, artışın kuyumculuk sektöründeki iyileşmeden dolayı gerçekleşmediğini, yatırımcıların altına yönelmeleri veya bazı devletlerin merkez bankalarının altın stoklarını artırma kararlarından dolayı yaşandığını söyledi.



İnsanların altını takı olarak satın almasının önemini vurgulayan Kameroğlu, ''Sektörün üretim yapabilmesi, istihdam yaratabilmesi için bu şart. Aksi takdirde kuyumculuk sektörünün yaşaması mümkün değil. Temennimiz odur ki altın fiyatları düşsün, insanlar takı alsın'' diye konuştu.



Kuyumculuk sektörünün şu anda yüzde 10-20 kapasiteyle çalıştığına dikkati çeken Kameroğlu, şu anda sektörde en zor durumdakilerin imalatçılar olduğunu, perakendecilerin ise daha az eleman çalıştırdıkları için daha iyi durumda olduklarını vurguladı.



''DOLARDAKİ ZAYIFLAMA SÜRERKEN VE YATIRIMCILAR FİNANSAL PİYASALARDAKİ BELİRSİZLİK ORTAMINDA ALTIN GİBİ SAĞLAM VARLIKLARI TERCİH EDERKEN, ALTININ GELECEK YIL DA YENİ REKOR SEVİYELERE YÜKSELMESİ BEKLENMEKTEDİR''



İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkanı Osman Saraç, dolardaki zayıflama sürerken ve yatırımcılar finansal piyasalardaki belirsizlik ortamında altın gibi sağlam varlıkları tercih ederken, altının gelecek yıl da yeni rekor seviyelere yükselmesinin beklendiğini bildirdi.



Saraç, altın fiyatlarında gözlenen artışa ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, ayın başlarında birkaç merkez bankasının altın alımından olumlu etkilenen altının, art arda rekor seviyelere ulaştığını ve son olarak dün altının onsunun 1.170 dolara yükseldiğini hatırlattı.



ABD'nin ekonomik görünümüne dair artan temkinlilik üzerine ABD menkul kıymetlerinde kaydedilen düşüşün, altının güvenli liman olarak cazibesini ön plana çıkardığını vurgulayan Saraç, finansal krizin, yatırımcı davranışında yapısal bir değişikliğe yol açtığı, piyasa katılımcılarının altın gibi sağlam varlıkları daha fazla tercih ettiği, bunun da altını desteklediğinin gözlendiğine işaret etti.



Saraç, diğer taraftan 15 ayın en düşük seviyelerinde seyreden doların da, altının yükselişinde rol oynayan başlıca etkenlerden olduğuna işaret ederek, ''Dolarla ters bir korelasyona sahip olan altın, dolara karşı alternatif olarak görülmekte ve dolardaki zayıflamadan olumlu yönde etkilenmektedir. Ayrıca, para politikalarındaki niceliksel genişlemenin sonucu olarak uzun vadede enflasyon korkusunun piyasaları saracağı öngörülmekte ve bu da enflasyona karşı bir korunma aracı (hedge) olarak görülen altına talep gelmesine yol açmaktadır'' diye konuştu.



Altın fiyatları rekor düzeye ulaşırken, bu durumun mücevher talebinde zayıflamaya yol açtığını, tüketicilerin rekor düzeydeki fiyatlar dolayısıyla mücevher alımlarını erteledikleri, bunun yerine ellerindeki mücevherleri kuyumcularda bozdurmaya yöneldiklerinin görüldüğünü ifade eden Saraç, şu değerlendirmelerde bulundu:



''Hurda altın arzı olarak tabir edilen bu durum, 2008 yılında rekor seviyelere yükselmiş olup, 2009 yılında da hayli yüksek seyretmiştir. Buna karşın finansal kriz ve düşük faiz ortamında sağlam bir varlık olarak altına karşı artan yatırım amaçlı talep, mücevher talebindeki düşüşü fazlasıyla dengelemiş olup, son günlerde altın fiyatlarının ardı ardına rekor düzeye yükselmesi bunun bir işaretidir. Bu yılın başından beri değer artışı yüzde 30'u aşan altın, ABD'de faiz oranlarının uzunca bir süre daha düşük kalacağı beklentisinden destek almaktadır.''



-''EMTİA FİYATLARINDAKİ YÜKSELİŞ, ALTINI OLUMLU ETKİLİYOR''-



Osman Saraç, dolardaki zayıflama sürerken ve yatırımcılar finansal piyasalardaki belirsizlik ortamında altın gibi sağlam varlıkları tercih ederken, altının gelecek yıl da yeni rekor seviyelere yükselmesinin beklendiğini belirterek, Londra Külçe Piyasası Birliği (LBMA) Piyasa Yapıcılarında, fiyatların kısa vadede 1.200 $/ons'a ulaşabileceği beklentisinin hakim olduğunu söyledi.



Saraç, altına dayalı finansal ürünlerin piyasalarda yaygınlaştığına işaret ederek, dünyanın en büyük altına dayalı borsa yatırım fonu olan SPDR Gold Trust'ın altın varlıklarının, 19 Kasım itibariyle 1.117,50 tona ulaştığını kaydetti.



Emtia fiyatlarındaki yükselişin de altını olumlu etkilediğini anlatan Saraç, ''ABD Dolarındaki değer kaybı ve merkez bankalarının dolara alternatif olarak yeni rezerv çeşitlendirici varlıklar arayışına gitmesi, altını günümüzde ön plana çıkarmakta, metalin cazibesini korumasına yol açmaktadır'' dedi.



-''YUKARI GİDEBİLİR, HIZLI BİR GERİLEME DE OLABİLİR''-



Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, kriz sırasında bir süre doların diğer para birimleri karşısında değer kazandığını, bu arada Amerikan hazine bonolarının rağbet gördüğünü finansal sektörde bir miktar düzelme başlayınca yatırım fonlarının, altın üzerine fon oluşturmaya başladıklarını anlattı.



Altının ons fiyatlarının, daha önce gördüğü 1.033 dolar seviyesindeki direncini geçtiğini, 2009 Şubat ayında 1.006 dolara kadar yükseldiğini ve daha sonra gerileme olduğunu kaydeden Yıldırımtürk, ''Bu sırada bireysel yatırımcıların veya altına çok düşkün olan ülkelerdeki insanların, altın almak yerine nakit ihtiyaç karşılığı altın sattıkları görüldü'' dedi.



Yıldırımtürk, yatırım fonlarının planının, küçük yatırımcıdan rağbet görmediğini belirterek, altının sürekli yukarı gideceğine dair yorumlar yapıldığını ancak yine alıcı gelmediğinin söyledi.



Genelde eylül-ekim aylarının, yatırımcıların artık yaz mevsiminden çıkıp kışa doğru girerken, yatırımlarını yeniden gözden geçirdikleri aylar olduğunu dile getiren Yıldırımtürk, ''Türkiye, Hindistan, Mısır gibi ülkelerde de düğün mevsimidir. Ramazan ayı nedeniyle bu düğün mevsimi ekime doğru kaydı. Oradan gelen küçük çaplı fiziki taleple altın biraz daha yükseldi'' diye konuştu.



Yıldırımtürk, özellikle likidite bolluğundan dolayı, piyasalardaki iyileşmeyle beraber enflasyonist bir baskı oluşacağı ve altının rağbet göreceği, hatta merkez bankalarının da altın alacağı konuşulurken, Hindistan Merkez Bankasının, 200 ton altın aldığını, bunun da Uzak Doğu ve Asya borsalarında diğer merkez bankalarının da altın alacağı söylentilerini beraberinde getirdiğini kaydetti.



Yorum ve hareketlerle altının onsunun dün 1.172 dolarlık tarihi zirvesine ulaştığını hatırlatan Yıldırımtürk, ''Bizim inisiyatifimizde değil altının yükselişi, tamamen yatırım fonların elinde ve de fiziki de değil bu yükseliş. 1.200 dolara gider mi? Gidebilir. Daha yukarı gider mi? Gidebilir. Ama hızlı bir gerileme de söz konusu olabilir'' dedi.



-''YÜKSELİŞLER FİYAT OLARAK VAR, İŞLEM OLARAK YOK''-



Mehmet Ali Yıldırımtürk, şubat ayında altının onsu 1.006 dolar seviyesindeyken, içeri piyasada doların 1,75-1,80 lira arasında bulunduğunu, bu çerçevede altının 54 liraya kadar yükseldiğini ifade ederek, şu bilgileri verdi:



''2008'in son çeyreği ile 2009'un ilk çeyreği arasında altın fiyatı yükselirken, sürekli bizim halkımızdan yastık altı altın satışları geldi. Öyle ki, ocak, şubat, mart aylarında, yaklaşık tüm Türkiye'deki kuyumculara günde 1,5 ton kadar altın geliyordu. Son dönemde altın rafinerisi firmalarında rafineri imkanları teknik olarak daha aktif hale gelince bu altınlar eritilip rafine edildi ve standart hale getirildikten sonra İstanbul Altın Borsası vasıtasıyla yurt dışına ihraç edildi.



Hindistan'da, Körfez ülkelerinde, Dubai'de bu şekilde rafine edilmiş altınların dünya piyasalarında satılmaya başlandığını gözledik. Bu da yatırım fonlarının düşündükleri planı bozdu. Alıcı gelmedikçe yukarıya doğru seviye yaptılar. 54 lira seviyesinde içerde, dolar fiyatının gerilemesi ve altın fiyatının gerilemesiyle beraber yaz aylarında yaklaşık 38 liraya kadar altın fiyatlarının gerilediğini gözledik. Bu seviyeden fiyatın yükselmesiyle beraber, içerde fiyat da yükseldi ama doların 1.50 lira seviyelerine tavan yapmış olmasıyla beraber bu yükseliş aynı oranda içerde yansıma bulmadı.''



Dün 24 ayar altının 56 lira ile yeni zirve yaptığını hatırlatan Yıldırımtürk, ''Buna rağmen her fiyat yükselişinde alıcılar tamamıyla kesildi, satıcılar ise ihtiyaç karşılığında daha sınırlı. Onlar da 'altın fiyatı daha da yükselecekmiş o zaman satarım' düşüncesiyle, satışlarını şu anda biraz ertelemiş durumda'' dedi.



Yıldırımtürk, Kurban Bayramının yaklaştığı bugünlerde kurban ihtiyacını karşılamak için istikrarlı olan döviz satmak yerine, yükselen altın satışını beklediklerini, dün de satış olduğunu bildirerek, şöyle devam etti:



''Dış piyasadaki fiyatlar bu şekilde yükselişe devam ederse, içeride de alıcı gelmezse, satıcı gelmezse bizde de biraz yükselebilir ama bu yükselişler daha ziyade fiyat olarak var, işlem olarak yok. Örneğin çeyrek altın 92 lira, halbuki sene başında 68-70 liraydı. Zaten 80 liraya geldiğinde şubat ayında biz çeyrek altın satamamaya başladık, müşteri bize getirip satıyor. Daha çok altın gelirse yine bu yılın başında olduğu gibi hurda altın, yastık altından gelenler eritilip ihraç edilebilir. Şu an gelen pek fazla bir şey yok.''



Mehmet Ali Yıldırımtürk, yatırıma yönelik olarak da, ''Yatırımcı bana göre bu seviyelerden altın alabilir ama bu seviyelerden alınacak altın en az 5 yıl sonra falan getiri sağlayabilir, uzun vade beklemesi lazım. Bunun yanında elinde altın olanların ne yapması lazım? Bence onu üçe beşe bölüp, her yükselişte kısım kısım satıp beklemesi lazım'' yorumunu yaptı.

Kaynak:
Haber7.Com
AA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder