15 Mayıs 2010 Cumartesi

GDO Yönetmeliği Değişiyor !

Kamuoyunda çok tartışılan, Bakanlığın 26 Ekim'de çıkarttığı GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmelikte bugün yapılan değişiklik ve yönetmeliğin uygulanması esasları ile ilgili açıklamada bulundu.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Arslan, ''26 Ekim'den önce kontrol belgesi verilen ürünler, AB'nin öngördüğü belgeler sunulmak şartıyla, yönetmelik çerçevesinde etiket ve diğer kurallara uyulmak kaydıyla ithal edilebilecek'' dedi.



Arslan, kamuoyunda çok tartışılan, Bakanlığın 26 Ekim'de çıkarttığı GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmelikte bugün yapılan değişiklik ve yönetmeliğin uygulanması esasları ile ilgili açıklamada bulundu.



Türkiye'ye kesinlikle GDO'lu tohum ithal edilmediğini ve ithalatına da gerek olmadığını vurgulayan Arslan, ''bundan sonra Türkiye'de tescil edilen komitenin uygun bulduğu ürünler kamuoyunun bilgisine sunulduktan sonra bakanlık izni ile ithal edilebilecek. Ancak bu konuda karar siyasi iradenindir'' dedi.



Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Arslan, şimdiye kadar yapılan denetimlerde, bazı mısır, mısırözü, kanola, soya, yem katkı maddesi ve pirinç örneklerinde GDO tespit ettiklerini ve bu ürünlerin ithalatına izin verilmediğini bildirdi.



Arslan, Bakanlığın 26 Ekim'de çıkarttığı GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmelikte bugün yapılan değişiklik ve yönetmeliğin uygulanması esasları konusunda TRT ve Anadolu Ajansı'na açıklamada bulundu.



Yönetmeliğin çıkarılmasının ardından yapılan tartışmaları dikkate alarak, bunları değerlendirmek üzere 13 Kasım'da ilgili sivil toplum örgütleri (STÖ) ve bilim adamlarının katılımı ile bir toplantı düzenlediklerini belirten Arslan, değerlendirmeler sonucunda kamuoyunun ve STÖ'lerin hassasiyetlerini gidermek, sektörün yaşadığı bazı sorunları çözmek için yönetmelikte değişiklik yapıldığını söyledi.



Yönetmelikte GDO'lu ürünlerin transit geçişinin yasaklanmasının uluslararası ticaret açısından sakıncalı olduğunun belirtilmesi üzerine, bakanlık tarafından geçiş şartlarının düzenlenmesi şartıyla, bugün yapılan değişiklik ile transit geçişe imkan tanındığını anlatan Arslan, ''Bu konu bakanlığa müracaat edilerek değerlendirilecek. Denetim ve kontrol dahilinde geçiş imkanı sağlanacak. Uluslararası ticaret önlenmeyecek'' dedi.



AB'nin, genetik bulaşmaları dikkate alarak, yüzde 0,9'a GDO'lu ürünü ''klasik ürün'' kabul ettiğini, yönetmelik hazırlanırken de bu oranın dikkate alındığını anlatan Arslan, ancak kamuoyundan gelen tepkiler ve hassasiyetler üzerine, değerlendirmede yüzde 0,9'luk bu oranı kaldırdıklarını belirterek, ''GDO oranını sıfır düzeyine çektik. Yani bir ürünün GDO'lu sayılabilmesi için orana bakılmayacak. Milyonda 1 düzeyinde olsa bile GDO'lu sayılacak. Artık bir üründe (GDO var) veya (GDO yok) sınıflandırması yapılacak'' diye konuştu.



Yönetmelikte bugün yapılan değişiklik ile hukuki sorun yaşanmaması açısından, yönetmeliğin yayımlandığı tarih olan 26 Ekim'den önce kontrol belgesi alan firmalara bir imkan tanındığını belirten Ahmet Arslan, şu bilgiyi verdi:



''Kazanılmış haklar çerçevesinde, bakanlık aleyhine hukuki süreçlere muhatap olmamak açısından, 26 Ekim'den önce kontrol belgesi alınan ürünlere, AB kriterlerini sağlamaları, AB mevzuatında belirtilen belgeleri sunmaları, yönetmelikteki etiketleme, kontrol ve denetimle ilgili hükümlere uymaları şartıyla 1 Mart 2010'a kadar ithalat imkanı getirildi. GDO'lu ise AB mevzuatında yer alan belgeyi sunmazsa, ithalatına izin verilmeyecek.''



Bu ürünlerin ithalatında istenen bazı belgelerle ilgili kolaylık sağlanması konusunda da Arslan, ''Her ülkede GDO'larla ilgili yetkili otorite bulunmadığını, bu nedenle ithalatçı firmaların belge sağlamak konusunda sorun yaşadığını'' belirterek, bu sorunun aşılması için, uluslararası akredite bir laboratuvardan sağlanacak belge ile ithalat imkanı getirildiğini, mükerrer belge istenmesi uygulamasının da önüne geçildiğini anlattı.



Arslan, böylece ithalatın durması nedeniyle ürün fiyatlarında yaşanan aşırı fiyat artışlarının önleneceğini de kaydetti.



Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Arslan, kamuoyunun hassasiyetlerini dikkate alarak, GDO'suz ürünlerin etiketine GDO içermediğine ilişkin ifadenin konulmasına da izin verildiğini vurguladı.



''KAMUOYUNUN HASSASİYETİ NEDENİYLE YÖNETMELİK ÇIKARILDI''



Bakanlığın güvenilir gıda konusunda 2004'ten beri yoğun bir çalışma içinde olduğunu, GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmeliğin de bunun bir parçası olduğunu anlatan Arslan, bu kapsamda zirai mücadele kimyasallarının kullanımını azaltmak ve kontrol altına almak üzere birçok önemli düzenlemeler yapıldığını hatırlattı.



Arslan, ''Haziran'da Biyogüvenlik Kanunu Taslağı Bakanlar Kurulu'na gönderildi, kanun çıkmadan neden yönetmelik çıkarıldı'' yönündeki soru üzerine, kanun hakkında 2000'li yılların başından beri çalışma yapıldığını, yönetmeliğin ise Tarım Kanunu ve gıdaların üretimi ve işlenmesine ilişkin kanuna dayanarak, güvenilir gıda çalışmaları kapsamında çıkarıldığını belirtti.



''Yönetmelik hazırlanırken ilgili kesimlerden görüş alınmadığı, ardından gelen tepkiler üzerine yönetmelikte değişikliğe gidildiği'' yönündeki değerlendirmeler konusunda Ahmet Arslan, yönetmeliğin bakanlar kuruluna sevk edilen Biyogüvenlik Kanunu taslağının ana hatlarını içerdiğini ve bu kanunun hazırlanması sırasında 100'den fazla kurumdan, örgütten görüş alındığını, bu görüşlerin yönetmelik hazırlanırken değerlendirildiğini söyledi.



Arslan, ''Gıda güvenilirliği konusundaki hassasiyetlerin bir an önce karşılanması açısından, yönetmeliğin çıkarılması doğrudur. Yönetmeliğin çıkarılması için yeterince kanuni dayanak var'' dedi.



Yönetmelikte, AB mevzuatı, Cartegena Biyogüvenlik kuralları yanında, Türkiye'nin hassasiyetleri dikkate alınarak, insan, çevre, bitki sağlığı, biyoçeşitliliği koruyacak hükümlerin de yer aldığını kaydeden Aslan, yönetmeliğin kesinlikle GDO'lu tohum ithalatını kapsamadığını, GDO'lu tohum ithalatına izin verilmediğini belirtirken, şöyle konuştu:



''Türkiye'de GDO'lu tohum ithalatına gerek yok, izin de verilmiyor. Çünkü; mısırda sap kurdu ve koçan kurduna dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi için genetik müdahale ediliyor. Türkiye'de ise normal ıslah yöntemleri ile bu zararlılara dayanıklı 7 çeşit geliştirildi. GDO'lu mısır tohumuna ihtiyaç yok. Ayrıca, parazitoidler ile doğal kontrol yöntemi de uygulanıyor.



Pamuk, soya ve kolzada da yabancı otlara karşı dayanıklılık için genetik müdahale yapılıyor. Türkiye'deki çeşitler açısından böyle bir sorun bulunmuyor. Yönetmelikte tohumların ithalatı yasaklanmıştır, konu dışındadır.''



''KURUL OLUŞTURULDU, BAŞVURU BEKLİYORUZ''



Türkiye'de tescil edilmemiş GDO'lu ürünlerin ithalatına kesinlikle izin verilmeyeceğini vurgulayan Arslan, halen Türkiye'de tescil edilmiş GDO bulunmadığını, ancak, buna ilişkin değerlendirme kurulunun yönetmelikle oluşturulduğunu, kurulda görev alacak değişik üniversitelerden 91 bilimadamı ve uzman belirlendiğini belirterek, şöyle devam etti:



''Kurul oluşturuldu, başvuru bekliyoruz. Başvuru halinde, konuya göre, bu 91 kişi arasından 11 kişilik komite oluşturulacak. Bunun sekretaryasını Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) yapacak. Bu komite, başvuruyu inceleyecek. İnsan, bitki, hayvan sağlığı, biyolojik çeşitlilik, tüketici grupları açısından riskleri değerlendirecek. Bir karara varacak. Uygun bulmazsa ret edecek, uygun bulursa kabul edecek. Bu karar, bakanlığımız tarafından gerek internet, gerek diğer yollarla kamuoyuna duyurulacak. Gelecek değerlendirmelere göre, bakanlık makamının takdirleri ile ithalata izin verilecek veya verilmeyecek. Bu konuda inisiyatif siyasi iradede bulunuyor, kamuoyunun tepkisi bu aşamada önemli. Sonunda bakanlığın takdiri.



İthaline izin verilen ürün, yönetmelikteki etiketleme ve diğer kontrol-denetim mekanizmalarına uygun olarak ithal edilip piyasaya sunulabilecek. Tüketicinin tercihine göre bu ürünleri kullanabilir.''



5 TANE GDO ANALİZİ YAPAN LABORATUVAR VAR



Halen, Ankara ve Adana il kontrol laboratuvarları, Bursa Gıda laboratuvarı TUBİTAK MAM ve Ankara Referans laboratuvarlarının GDO analizi yapabildiğini belirten Arslan, İstanbul ve İzmir'deki laboratuvarların da yakında devreye gireceğini bildirdi.



Mısır, soya, pamuk, kolza, papaya ve bileşiğinde bu ürünler bulunan ürünleri yüzde 100 kontrol esasına göre denetlediklerini, özellikle Çin'den gelen domates sosu, şeker pancarı melası, melas şurubu, çeltik patates içirikli ürünlerde ise yüzde 40 risk esasına göre denetim yaptıklarını anlatan Ahmet Arslan, şimdiye kadar yapılan denetimlerde, bazı mısır, mısırözü, kanola, soya, yem katkı maddesi ve pirinç örneklerinde GDO tespit ettiklerini ve bu ürünlerin ithalatına izin verilmediğini açıkladı.



İthalatta analizlerin devam ettiğini ve bir sorun yaşanmadığını vurgulayan Ahmet Arslan, şöyle konuştu:



''Söz gelimi bir firma x geni ile ilgili ithalat izni istiyor. KKGM'ye başvuracak ve yönetmelikte istediğimiz bilgileri dosya olarak sunacak. Bu dosya TAGEM'in sekretaryasını yaptığı komiteye verilecek. 11 kişilik komite bu ürünle ilgili insan, bitki, çevre sağlığı ve biyo çeşitliliğin korunması açısından riskleri değerlendirecek bir karar oluşturacak. Risk olması halinde bu ret edilecek. Komitenin hazırladığı bilgiler bakanlık tarafından kamuoyuna sunulacak. Bakanlık bu değerlendirmeye istinaden, bakanlık makamının takdirleri ile ithalata izin verecek veya ret edecek. İthalata izin verilirse, yönetmeliğin 11. maddesi çerçevesinde ithalat yapılacak ve piyasa denetimi, kontroller yapılacak, etiket kurallarına uyulacak. ''


Kaynak:
Haber7.com
AA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder