14 Mayıs 2010 Cuma

Hiportermi Nedir ?

Soğuğa Bağlı Acil Durumlar




Çevre ısısı genellikle 0°C'ye kadar düştüğünde, vücut ısısı belir­li bir düzeyde tutulabilmektedir. Daha düşük derecelerde ise beyin­deki ısı düzenleme merkezi görevini tam yapamaz, ısı kaybını ön­lemek, damarlardaki büzülme ve ısınmayı sağlamak için kas geril­me gücü azalır. Tiroid, böbreküstü ve pankreasın iç salgı bezlerinin çalışması bozulur.
Karaciğer, eklemler, bronş ve akciğer hava kese­cikleri etkilenir. Kolayca ruhsal çöküntü ve panik olur. Vücut dış ısı­sı donma noktası (0°C) altına düşmeden de soğuk, nemli, rüzgarlı ve karanlık ortamlarda vücut ısısı 35°C ye bile düşse (hipotermi) vücut besinleri yakarak, kas ve damarları çalıştırarak yeterince ısı yapamadığı ve bunu beyin gibi yaşamsal organlara yeterince dağı-tamayacağı için vücudun uç kısımlarında donma (burun, kulak, kol ve bacak gibi) veya vücutta genel olarak donma gelişir. Vücudun bir kısmında gelişen olaylar nekroza kadar gider, vücudun tümün­de olanlar ise ölümle sonlanabilir.


Soğuğa Bağlı Lokal Yaralanmalar



1. Chilblains (Soğuk ve Nemden El ve Ayaklarda Meydana Gelen Kızarıklık ve Şişlik)

Soğuk ve nemli iklimlerde görülen donmanın hafif bir şeklidir. Kulaklar el ve ayak parmaklarında lokalize kaşıntı, ağrı, kızarıklık ve tekrarlayan ödem görülür. Ellerin koltuk altlarına sokulması, burnun avuç içlerine alınması yarar sağlar.



2. Immersion Foot (Soğuk Suda Kalmış Ayak/Asker Ayağı)

Su geçirmeyen bot giyilen ayaklarda, ayağın yeterince havala-namamasına bağlı olarak oluşan derinin buruşması, nem ve soğuk­luk halinin bir de soğuk hava ile teması sonucu kangrene kadar va­rabilen durumdur. Daha çok asker ve avcılarda görülür. Başlangıç­ta soluk, soğuk ve nemli olan cilt nekroza kadar gidebilir. Tedavi­de: Donan kişi ılık bir ortama alınır. Donan bölgedeki veziküller pat­latılmaz. Ilık havayla giderek ısıtılır, bacaklar 37-38°C ılık suya dal­dırılır veya ılık suya bandırılmış bezlerle sarılır. Ilık çay şekerli su içirilir. Donan yer ovuşturulmaz, masaj yapılmaz.



Hiportermi



Vücut ısısının 35°C nin altına inmesidir. Vücut yeteri kadar ısı üretemez. Genel sağlık durumunda bozulma, beslenme, ilaçlar, al­kol gibi nedenlerle vücudun ısıya yanıtı etkilenir. Hipotermiye baş­langıçta sempatik yanıt; titreme, vazokonstrüksiyon, taşikardi, me­tabolizmada hızlanma, kan şekerinin yükselmesi şeklinde olur. Başlangıçta artmış olan solunum hızı azalır, C02 birikimine bağlı hipoksi gelişir. Kardiyovasküler sistemde başlangıçta taşikardi, son­ra bradikardi olur. Kardiyak output düşer, kalp adalesinin hassasi­yetine bağlı disritmiler görülür. Soğuk diürezinden dolayı böbreklerde ve organlara giden kan azalır. Başlangıçta yükselen kan şekeri kullanılır ve hipoglisemi ortaya çıkar. Hipotermiyle karşı karşıya kalman yer ve süresi (6 saatten az ise akut, 6 saatten faz­la ise kronik hipotermi), başlangıçta ne olduğu ve kişinin neler his­settiği, özgeçmişi, travma öyküsü sorgulanır.



a) Hafif hipotermi: 32-35°C (93-95°F) ; Önceleri taşikardi olur. Rektal olarak ısı kontrolü yapılır.

b) Orta dereceli hipotermi: 30-32°C 86-89°F) ; Yaşam bul­guları kontrol edilir, bradikardi olur.

c) Ciddi hipotermi: 30CC (86°F)' den daha düşük; atriyal ve ventriküler aritmiler olur. 30°C nin altında ventriküler fıbrilasyon, 15°C nin altında asistoli görülür.



Belirti ve Bulgular: 35°C nin altında her 1°C ısı düşmesiyle %6 oranında beyin perfüzyonu bozulur. Başlangıçta; apati konfüz-yon, koordinasyon bozukluğu, orta hipotermide; oryantasyon bo­zukluğu, konuşma güçlüğü, ciddi hipotermide; bilinç kaybı ve ko­ma görülür. Nöromusküler sistemde; başlangıçta hiperaktif titreme­ler oluşur. 30°C nin altında ciddi hipotermilerde titreme kaybolur. Eğer hasta 30°C nin altında gelmişse 32°C ye kadar ısıtılır ve KPR öyle yapılır. Refleksler; 32 "C ye kadar alınır. 26°C nin altında tamamen kaybolur. Pupillalar; ışık refleksi 23°C ye kadar alınır. 20°C de pupillalar fiks dilate olur.



Hiportermi Tedavi ve Bakım



Hastanın giysileri çıkartılır. Hasta boyun ve başıyla beraber ısı kaçırmayan 40°C bir battaniyeyle sarılır. Ilık bir odada tutulur. 40°C de ılık banyo yapılır. Saat başı 0.5-2°C ısıtılır, yaşlılarda daha yavaş ısıtma yapılır. Damar yönünden zengin alan­lara ısıtıcılar (40-45°C lambalar) yerleştirilir. Ancak hipotermide ve-nöz göllenme sık olarak ortaya çıkacağından dikkatli olunur. İnter-nal ısıtma kullanılır; 40-45T ısıtılmış nemlendirilmiş %100 kon­santrasyonda 02, IV olarak ılık sıvılar (dekstroz ve izotonik verilir) ve lavaj kullanılır. Aritmilere yol açmamak için entübasyondan ka­çınılır. Hafif hipotermide ılık glikoz oral yolla verilebilir. Orta ve cid­di hipotermide hareket ve uyarıcılardan kaçınılmalıdır. Defibrilas-yon gibi elektriksel uygulamalar 28°C nin altında etkili olmayacak­ları için resüsitasyona başlamadan 32 °C ye kadar ısıtılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder