16 Mayıs 2010 Pazar

Cocuklarda Uyku ve Okul İliskisi

Çocuklarda Uyku ve Okul İliskisi

İlkokula başlamak çocuğun uykularını etkiler mi?

Çocuğun ilkokula başlamadan önce bir anaokulu deneyimi olsa bi­le ilkokula başlama çocuğun hayatında bir başka önemli ve büyük adımdır. Çünkü ilkokula başlamak büyümek, gerçek anlamda okullu olmak anlamına gelir. Bu da beraberinde çocuk için farklı beklentileri doğurur. İlginçtir ki, çocuğun ve çevresindekilerin 'bü­yüme' beklentisinin tam aksine okula başladığı dönemde çocuk aslında yeniden bir bebek kadar kırılgan ve hassastır.

Çocuğun ilkokula başladığında hissettiği korkular, kaybolma duygusu, hiç kimseyi tanımıyor olmasının yarattığı kaygı aslında tüm eğitim yaşamı boyunca her yeni sınıf ya da okula başlandığın­da yeniden yaşanır. Ancak bu türden duyguların en açık ve acıtıcı bir şekilde hissedildiği dönem ilkokul dönemidir. Bu önemli süreç­te çocuğun uyku düzeninin bozulması beklenen bir gelişmedir.

Gizlilik anlamına gelen ve 'latency' adı verilen bu dönem, adın­dan da anlaşılacağı gibi dürtülerin bastırılarak görece bir dengenin hâkim olduğu dönemdir. Böylesi bir denge de öğrenmeyi kolaylaştırır. Erikson (1965) 'latency' dönemini 'endüstri çağı' olarak ad­landırıp kognitif (bilişsel) ve entellektüel kapasitenin önemli ölçü­de 'latency' döneminde geliştiğinden söz eder. Çocuğun öğrenme­sine de izin veren bu bir tür dinginlik hali aslında bu döneme öz­gü olarak geliştirilen savunma mekanizmalarından kaynaklan­maktadır.

Bundan bir süre önce bana sekiz yaşında bir kız çocuğu olan L. okulda konsantre olamadığı, sürekli olarak bilinçli bir şekilde arkadaşlarının saçını çekip, onlara kalem batırarak onları rahatsız ettiği ve konuştuğu için getirilmişti. Anneden eşinin bir süre önce onları terk ettiğini, L.'nin de bu duruma çok kızıp, üzüldüğünü öğ­rendim. L.'yi doğal olarak bu durum çok etkilemiş, sürekli bu du­rumla meşgul olduğu için de derslerine yoğunlaşamaz hale gelmiş­ti. Dolayısıyla da sınıf arkadaşlarının konsantre olmasına engel olması, bilinçdışı olarak arkadaşlarına kendisinin içinde olduğu du­rumunun nasıl bir şey olduğunu deneyimletmiş oluyordu. Kendi­sine acı veren duygular, onu meşgul eden düşünceler de bu yolla ifade bulmuş oluyordu Aldığı psikolojik destek onun duygularının farkına vararak duygularını yapıcı bir şekilde ifade etmesini sağ­ladı. Aile yaşantısının öğrenmenin önüne duygusal bir blok kur­masını önlenmiş oldu.

Bu dönemin dengeli bir şekilde sorunsuz geçirilmesi, arkasın­dan gelecek olan ergenlik döneminin daha az yıkıcı ve daha az çal­kantılı geçmesine olanak verir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder