16 Mayıs 2010 Pazar

Gebelikte Fizyolojik Degisiklikler

Gebelikte Fizyolojik Değişiklikler ve Üreme Sistemi

Üter us; Gebelik sırasında salgılanan hormonların ve içinde büyüyen fetusun etkisiyle önemli değişiklikler görülür. Östrojen ve progesteronuun etkisiyle hipertrofi, hiperplazi, kan damarlarının, sinir ve lenflerinin ölçülerinde büyük miktarda artma gö­rülür. Böylece 7-9 cm boyunda 60 g ağırlığında olan Uterus gebeliğin sonunda 32 cm boya ve 1000 g ağırlığa ulaşır.

Serviks; Östrojen ve progesteronun etkisiyle kanlanması artar ve yumuşar. Servikal kana; progesteron hormonunun etkisiyle servikal giandlann salgılandığı müköz bir tıkaç ile dolar. Bu tıkaç iç dış ortam arasında bir bariyer oluşturarak fetusu dış ortamdan korumuş olur. Bu-tıkacın doğumdan hemen önce hafif kanlı müköz bir sıvı şeklinde atılmasına nişane denir.

Överler; Gebeliğin erken dönemlerinde karyonik villuslardan HCG etkisi ile gelişmeye devam eder ve gebeliğin devamı için gerekli olan östrojen ve progesteron hormonlarını salgılar, 3. ayda plasenta gelişerek görevi devralır.
Vajina; Vajinanın gebelikte hormonların etkisiyle kanlanması artar, mor ve ödemli görünür ve kas tabakası hipertrafiye uğrar Ph'sı düşer, asit bir ortam oluşur. Böylece vajina doğuma hazırlanır.

Vulva ve Perine: Gebelikte damariaşmanın artması ve gelişen uterusun bas­kısı ile varislere eğilim artar. Pigmentasyonun ve dolaşımı artmasıyla koyu bir renk alır. Buna CHADVVİCK belirtisi denir.

Hamilelikte Değişiklikler

2- Kas ve İskelet Sistemi


Vücuttaki hormonların artmasıyla kas iskelet sisteminde gevşemeolur. Büyü­yen uterusun öne doğru çıkmasıyla lumbasakral bölgedeki basıncın artmasıyla ve sakroiliyak eklemin yükünü arttırarak bel ağrılarına neden olur.

3. KARIN DUVARI

Gebelikte karrn duvarı gerilir, incelir, parlak bir görünüm alır. Yer yer çatlama­lar görülür. Striya ya da ilinea gravidarum denen bu çatlaklar 6. gebelik ayından son­ra görülür.

4. GÖĞÜSLER

Gebelikte ilk değişme; 4. haftada ortaya çıkan göğüslerin över ve plasenta hormonları etkisiyle büyümeye başlamasıdır.

5. KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ve gebelikte annedeki değişiklikler

a. KAN: Anne kan hacmindeki %30-40 arası görülen artış 10 ile 20. haftada başlar. 32-34. haftada en yüksek düzeye çıkar. Doğuma kadar sabit kalır. Plazma volümünün artışı eritrosit volümünden daha fazla olur. Buna bağlı gebelikte hemog­lobin ve hematokrit düşük görûlür.Bu kan tablosundaki değişime fizyolojik gebelik önemisi denir. Alyuvarlardakt artış %18 dir. Hemortokrit %34 <'ün altına düşer. He­moglobin düzeyinde de görünüşte bir azalma olur. Bu azalma 0,5-1 g/1 OOml civarın­dadır.

b. KALP: Gebelikte kardiyak autpuf ta artış görülür. Normal bir kadında 4,5 -5,5 ml/dk iken gebelikte 1,5 mt/dk daha yükselir. Gebelikte kalp atım sayısı 10-15 vuruş daha artar. Kardiyak aut puttaki artış 10-34. haftalar arasında %25 ile %40 o-ranındadır. 38. haftasına doğru azalır. Bunun nedeni Uterus venöz sisteminde çok miktarda kan tutulmasına bağlı kalbe dönen kan miktarının azalmasındadır.

c. KAN BASINCI ve hamilelikte medyana gelen değişiklikler


Normalde gebeliğin ikincil trimesterinde hem sislik, hem diastolik kan basın­cında hafif düşüş görülür ve üçüncü trimesterde bu değerler gebelik önce­si/başlangıcı değerlerine yeniden ulaşır. Temelde hipertansif hastalığı olanların peeklemsi insidansı artar ve preeklemsinin ilk belirtisi genellikle kan basıncının ge­belik öncesi değerinin üstüne çıkması ve hipertansiyondur. Üçüncü trimesterdeks 140/90 kan basıncı veya diastelikteki 15 mmHg artışı dikkat çekmeli ve derinlemesi­ne değerlendirmeye yöneltmelidir.

d. SİSTEMİK VASKÜLER DİRENÇ: Kan akışına damar yatağının g( terdiği direnç olarak tanımlanan SVD'de gebelikte düşüş görülür. Nedeni periferik kam da­marlarının dllatasyonu, anne dolaşımına plasenta dolaşımının eklenmesidir. Düz kaslardaki gevşeme kan damarlarının kas tabakasını da kapsar Damar tanüsü bu gevşemeye bağlı olarak azalır. Vena cava'lardaki basınç üst ekstremitelerde hemen hemen sabit olup gebeliğin ikinci yansında hafif düşer. Alt ekstremitelerde 5. aydan sonra artış başlar. Bunun nedeni uterusun pelvis venleri ve vena cava'ya yaptığı mekanik basınçtır.
Bu basınç artışından dolayı ayak ve bacaklarda varis ve ödemler ile hemoroid oluşumu kolaylaşır.

6. SOLUNUM SİSTEMİ

Gebelikte O2 ihtiyacı artmıştır. Buna bağlı ventifasyon %40 artar. Gebelikte havayollarının dllatasyonu ve göğüs duvarının elastikiyeti artarak nefes alma kolay­laşır.

Gebelikte orta derecede egzersizle bile CO2 miktarı artar. Hem Co2 hem progesteron hormonunun solunum merkezine yaptığı uyarılma etkisiyle hiperven-tilasyon ortaya çıkar. Bu nedenle gebelikte solunum alkalozuna yatkınlık görülür.

7. GASTROİNTESTİNAL SİSTEM

Bu sistemde özellikle progesteronun etkisi ile büyüyen uterusun yaptığı baskı ile mide barsak hareketleri azalır. Bu nedenle mide yanması, kabızlık, pityaiizm gö­rülür. Gebeliğin erken dönemlerinde görülen bulantı kusmaların nedeni motilitenin azalmasındandır. Gebelikte iştah artmasına aşerme denir. Bu durumun psiko­lojik olduğu düşünülmektedir.

8. ÜRİNER SİSTEM

Gebelikte glamerüi fütrasyon hızt %50 artmıştır. Gebelikte normal görülebilen glikozun glomerül filtrasyon hızının reabsorbsiyon hızını aşması sonucu ortaya çıkar. Progesteronun düz kas lifleri üzerine yaptığı etki ve uterusun baskısı ile ortaya çıkan gevşeme sonucu idrar staza uğrar. Gebeliğin ilk ve son aylarında sık idrar yapma görülür. Bunun nedeni ilk aylarda pelviste dolaşımın artması, son aylarda başın pelvise angaje olması nedeniyle mesaneye başı olmasıdır.

9. ENDOKRİN SİSTEM

Gebelikte beraber tiofoblast hücrelerinden salgılanan HCG överlerde corpus luteumun devamını sağlar. Böylece östrojen ve progesteron salınımı bir süre daha devam eder. 10-12. haftadan sonra bu hormonlar plasenta tarafından salgılanır. Bu hormonların miktarının giderek artması FSH'ın baskılanmasına, dolayısıyla averyal siklusun oluşmasını önler. Gebelik hormonu olarak da bilinen HCG anne idrarında, gebeliğin erken evrelerinden itibaren bulunur. En yüksek değerine 60-70. günlerde ulaşır. 10-12. haftadan sonra düşmeye başlar, son iki haftasında tamamıyla ortadan kalkar. Koryanik somatomamotropin yada karyonik grovvth hormon olarak da bilinen hormon trofoblastfar tarafından fertilizasyondan sonra 12-18. günler arasında salgı-lanmaya başlar. Metabolizma düzeni üzerinde çeşitli etkileri vardır.

Progesteron ve östrojen arasında dengeli etkileşim vardır. Progesteron mya-metriyumun aktivitesini azaltır, vazadilatosyon yapar ve prolaktin hormonunun salını-mını baskılar. Östrojen kanda fibrinojen ve trombosit düzeyini arttırarak gebelikte kan koogülasyonunda hafif bir artmaya neden olur.
Fetal sağlığın değerlendirilmesinde estriol ölçümleri esas alınır.

Gebelikte plasentadan salgılanan koryonik gonodotrop hormonunun etkisi ile hipofiz önlob fonksiyonlarında değişme olur. Pfasental estrojen ve progesteron etkisi ile FSH ve LH baskılanır; bunun yanında prolaktin yapımı artar. Bu hormon meme dokusunu uyararak memeleri iaktasyona hazırlar.

Gebelikte, anne ve fetusun artan 02 ihtiyacına bağlı bazal metabolizma hızı %20 artar. Bu durum tiroid fonksiyonlarında artmaya neden olur. Gebeliğin 3. ayında tiroid bezinde hafif bir büyüme görülür, doğumdan sonra eski haline döner.Kalsiyum ve D vitamini ihtiyacının artmasına bağlı gebelikte hafif bir hiper paratroidizm görülür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder