16 Mayıs 2010 Pazar

Kolorektal Kanseri İle Yasamak

Kolorektal Kanseri İle Yaşamak

Bugün ABD'de kolon kanserine yakalanmış olup da hayatta olan bir milyondan fazla kişi var ve hastalığın saptanmasına ve tedavisine yönelik yöntemler geliştikçe bu rakamın artması bekleniyor.


Bu insanların çoğunun kendileri için kullandıkları İngilizce kelime survivor—tıbbi bir terim olmasa da kanserlilerin seçtiği, Türkçe'de bir kriz ya da savaşımın üstesinden gelip yaşamda kalmayı başarmış anlamına gelen bir terim.

Ancak aslında kolorektal kansere bir kez yakalanmış biri her za­man kanserle yaşar. "İyileşme" kelimesi kullanılabilse de bunun bir garantisi yoktur. Yineleme kaçınılmaz olmasa bile, gerçek şu ki kolo­rektal kanser yıllar sonra bile yineleyebilir. Bu nedenle hekimler kan­ser belirtilerinin görülmediği remisyon döneminden "hastalığın gö­rülmediği" ya da "kanserin görülmediği" dönem olarak söz eder.

Hastanın İzlenmesi ve Kontroller

Kolorektal kanser tedavisinin ardından hasta uzun yıllar özenle iz­lenmelidir. Yineleme ya da metastazın erken tanılanması kanserin te­davi edilmesi ya da kontrol altına alınması için en uygun koşulları sağlar. Bu nedenle Johns Hopkins'teki Sidney Kimmel Kanser Mer-kezi'nde hastaların çoğu ilk üç yıl her 3-6 ayda bir, sonrasındaki iki yıl boyunca da her altı ya da 12 ayda bir kontrole gelir.
Hekimleriniz size özel bir kontrol ve hasta izleme programı hazır­layabilir. Bu randevulara gitmek ve kontrol ve hasta izleme programına bağlı kalmak çok ama çok önemlidir. Hekimleriniz iyileşme sürecini­zi izleyecek, kanserin yinelediğinde ya da metastaz yaptığına ilişkin belirtiler olup olmadığına bakacak ve tedavinin sonradan ortaya çı­kan etkileri olup olmadığını kontrol edecektir.

Bu kontroller durumunuzu ve prognozunuzu bir uzman ekiple tar­tışmanız ve en iyi düzeyde iyileşmek ve sağlıklı olmak için yaşam bi­çiminizde gerçekleştirebileceğiniz değişikliklerle diğer yapabilecekle­rinizi değerlendirmeniz için bir olanak sunar. Kontrol programı ge­nellikle tedavi sona erdikten birkaç hafta sonra başlar. Sizin için ha­zırlanacak takvim ve önerilecek testler size özel olacaktır. Tipik bir plan şunları kapsar:

ilk iki yıl, üç ayda bir; sonra üç yıl boyunca, altı ayda bir CEA gibi kanser göstergeleri olan testleri dahil olmak üzere çeşitli kan testleri üç yıl boyunca, altı ayda bir; sonra iki yıl boyunca yılda bir kanserin yayılıp yayılmadığını izlemek için röntgen ya da BT ile karaciğer ve akciğer görüntüleme testleri bir yıl sonra kolonoskopi, sonra bulgulara bağlı olarak her yıl ya da üç yılda bir tekrarı
Rektal kanser tedavisi görmüş olanlara kolonoskopiye ek olarak dijital rektal muayene, proktoskopi veya sigmoidoskopi de yapılabi­lir. Bu testlerin hangi sıklıkta yapılacağı bulgulara ve hastaya ilişkin bireysel ayrıntılara bağlı olacaktır.

Tedavinin Sonradan Ortaya Çıkan Etkileriyle Başa Çıkmak

Kanser tedavisinden kaynaklanan sonradan ortaya çıkan kalıcı ve geçici etkiler ufak da olabilir büyük de. Kısa dönemli sorunlar arasın­da ameliyatın ardından yaraların iyileşme süreci, ağızda ve deride ya­ralar ve sindirim sorunları görülebilir. Ameliyat sonucu barsak yolu­nu tıkayan bir nedbe dokusu ya da yapışma ortaya çıkabilir. Kemoterapi ve radyasyon sinirlere, mesaneye ya da vajinaya zarar verebilir ya da kısa veya uzun süreli bellek yitimi ya da "bulanık" düşünme gi­bi başka sorunlara neden olabilir.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde cinsel işlevler etkilenebilir: Er­keklerde rektal ameliyatın ardından ereksiyonu sürdürmeyi zorlaştıran sinir hasarı görülebilir ve kadınlar da radyasyonun ardından olu­şan nedbe dokusunun cinsel ilişkiyi acı verici bir hale getirdiğini gö­rebilir (bak. "Kolorektal Kanserin Ardından Cinsellik ve Cinsel Ya­kınlaşma"). Başka bir olası yan etki de kollarda ya da bacaklarda periferal nöropati olarak bilinen uyuşukluk ve duyu azalmasıdır.

Kanserin yanında bir de bu yeni zorluklarla karşı karşıya kalmak cesaret kırıcı olabilir, özellikle de bu sorunların geçici mi kalıcı mı ol­duğu bilinmiyorsa. Tedavi sonucu ortaya çıkan bu etkiler, kanserle il­gili duygusal konularla çok iyi başa çıkmış biri için bile depresyon ya da anksiyete kaynağı olabilir.

Bu sorunları kontrol altına almaya yönelik tedaviler vardır. He­kimlerinize bu tip sorunlarınızı danışın, özellikle de ağrıları azaltmak için neler yapılabileceğini sorun. Araştırmalar ağrının iyileşmeyi en­gelleyebileceğini ve olabilecek en iyi düzeyde iyileşmenin ağrının ge­çirilmesine bağlı olduğunu gösteriyor. Psikiyatrik danışma ve ilaçlar, depresyon ve anksiyeteyi giderebilir.

Hangi rahatsızlık için hangi uzmana gideceğinizi saptamanız zor olabilir. Onkoloğunuzu ziyaret etmeniz iyi bir ilk adım olabilir, ama unutmayın onkolog kanser üzerine uzmanlaşmıştır ve başka konular­da başka uzmanlara gitmeniz gerekebilir. Bu aşamada büyük olasılık­la en iyi yardımcınız en az uzmanlaşmış kişi olan hekiminizdir—yani aile hekimi. Uygun birini bulamazsanız öneri ve sevk için kanser te­davi merkezinizdeki hasta destek programıyla bağlantıya geçin.

Yinelemenin Belirtileri

İki ucu keskin bıçak: Kanserin yinelemesi konusunda kaygılanma­nın bir yararı yoktur, ama böyle bir durum ortaya çıktığında da ola­bildiğince çabuk tedaviye başlamak önemlidir. Gene de yineleyen kanserin ya da metastazların belirti ve bulguları belli belirsiz olabilir, bu özellikle kapsamlı bir tedaviyi daha yeni atlatmışsanız geçerlidir. Ameliyat öncesinde hissettiklerinizden farklı olarak ne hissettiğinizi anlamanız zor olabilir.

Hekimlerin ciddiye almanızı önerdiği bazı belirtiler şunlardır:
Yorgunluk, kilo kaybı, iştahsızlık ve beslenememe. Bunlar te­daviye de bağlı olabilir, kanserin yinelemesini de .

Karında ağrı ya da barsak tıkanıklığı. Kanser barsakta tedavi edildiği bölgede ya da kolonun herhangi başka bir yerinde yi­neleyebilir. Bu durumda normal dışkılama engellenebilir. Bu nedenle, ağrı ve kabızlık varsa hekiminize bildirin.

Mide bulantısı, kusma ya da gözlerde ve deride sararma. Bun­lar karaciğerde metastaz olduğuyla ilgili belirtiler olabilir.

Nefes darlığı, akciğer tümörüne işaret edebilir.
Kalçada veya sırtta ağrıyla birlikte idrara az çıkma. Kanserin idrar yollarına ya da iskelet sistemine sıçradığını gösteriyor ola­bilir.

Sağlıklı Seçimler Yapmak

Şimdiye kadar kolon kanserinin ortaya çıkmasını ya da yineleme­sini önlemenin kesin bir yolu bulunamadı. Ancak giderek artan sayı­da araştırma yaşam biçiminin çok büyük etkisi olabileceğimi gösteri­yor. Yeni araştırmaların çoğu, zamanın da haklı çıkardığı sağduyu­nun sesini yansıtıyor: Sağlıklı beslenin, uygun bir kiloda kalın, düzen­li egzersiz yapın ve sigara içmek gibi sağlıksız alışkanlıklardan uzak durun.

Yaşam biçiminde değişiklik yapmak zaten zordur, kanser tedavisi ve iyileşme sürecinin getirdikleriyle başa çıkmaya çalışırken daha da zor olabilir. Diğer taraftan bazıları da kanser olmanın bu tür değişik­likler yapmak için kendilerini motive ettiğini görür.

Kanserin ortaya çıkma ya da yineleme riskini azalttığı gösicrilmiş sağlıklı uygulamalar arasında şunlar sayılabilir:

sigarayı bırakmak ve alkol alımını sınırlandırmak
kırmızı et ve doymuş yağ açısından yoksul ama sebze, meyve ve lif açısından zengin beslenmek
yaşınıza ve beden tipinize uygun bir kiloda kalmak
düzenli egzersiz yapmak

Değişim hiçbir zaman kolay değildir, bu nedenle destek almak için hekimlerinize danışın. Sigarayı bırakmak, egzersiz ve kilo yönetimi için hazırlanmış özel programlardan da yararlanabilirsiniz. Bazıları için kanser destek grupları, kanser arkadaşı ya da kanserlilerle çalış­ma konusunda deneyimli bir terapist de yararlı olabilir. Gittiğiniz kanser merkezi de çok değerli bir bilgi kaynağıdır.
Klinik Deneylere Katılmak

Klinik deneyler tedavilerin yararını bilimsel açıdan değerlendir­mek için bir programa bağlı olarak yapılan tıbbi araştırmalardır. Ko-lorektal kanserin her aşamasında klinik deneylerin önemi vardır.
Örneğin klinik deneylerde ameliyatın ardından kolorektal kanse­rin yineleme riskini azaltmak için hangi tip tedavinin en etkili olaca­ğı araştırılıyor olabilir. Metastatik kolon kanseri olanları tedavi et-
mekte hangi kemoterapi programının en etkili olacağının değerlendi­rilmesine yönelik araştırmalar yol almaktadır.

Bazı durumlarda klinik deney, etkili olduğu bilinen tüm standart ilaçlarla tedavi görmüş kişiler üzerinde onaylanmamış yeni bir teda­vinin denenmesi şeklinde olabilir. Klinik deneyler yeni bir tedaviyi değerlendirmedeki ilk adım ya da kolorektal kanser için yeni standart bir tedavi ortaya konulmasına yönelik son adım olabilir. Klinik bir deneye katılmanız başka türlü ulaşamayacağınız yeni veya deney aşa­masındaki tedavilere ulaşmanızı sağlayabilir. Her zaman değilse bile çoğu durumda bu tedavilerin sizin için bir masrafı olmaz ve katıldı­ğınız deneyle bağlantılı muayene ve check-uplardan geçebilirsiniz. Öte yandan düşünmeniz gereken riskler de vardır

Unutmayın klinik bir deneye katılmanızın bireysel olarak size bir yararı olmaması durumunda bile, sizin katkınızla elde edilen bilgi başkaları için yararlı olabilir. Klinik bir deneye katılmak bilime ve gelecekteki kanser hastalarına gerçek anlamda bir armağandır. Sür­mekte olan ve sizin durumunuza uygun klinik deneyler olup olmadı­ğını hekiminize sorabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder